Safra Reflüsü Belirtileri

Safra Reflüsünü Belirtilerini ve bunların nasıl meydana geldiğini açıklayabilmek için aşağıdaki bazı soruların da yanıtlanması hastalığın daha kolay anlaşılmasını sağlayacaktır.

SAFRA NEDİR?

Safra, karaciğer tarafından üretilen bir salgıdır.

SAFRANIN FONKSİYONLARI NEDİR?

Safranın iki fonksiyonu vardır. Birincisi, karaciğerde ayrıştırmaya uğrayan maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. İkinci fonksiyonu da, yağların sindirimi ve yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E ve K vitaminleri) bağırsaktan emilimini sağlar.

SAFRA KESESİ NEDİR?

Safra kesesi, karaciğer sağ lobuna yapışık vaziyette, 7-8 cm boyunda, en geniş yerinde 3-4 cm genişlikte, armuta benzeyen, içi boş, torba gibi bir organdır.

SAFRA YOLLARI NEDİR?

Safra yolları, karaciğerde üretilen safranın, ara istasyon olan safra kesinine ve/veya bağırsağa akışını sağlayan kanal sistemine verilen addır.

SAFRA BAĞIRSAKTA NEREYE AKAR?

SAFRA, safra yolları aracılığıyla, mide çıkışından itibaren 10-12 cm ilerideki duodenum 2. kıta (12 parmak bağırsağı) olarak adlandırılan bölgeye akar.

SAFRA KESESİNİN HACMİ NE KADARDIR?

Safra kesesinin hacmi 35-65 cc arasında değişir.

SAFRA KESESİ NE İŞE YARAR?

Safra kesesi, karaciğerde günde 1500-2000 cc kadar üretilen safranın bağırsağa akmadan önceki ön depolanma ve konsantre edilme alanıdır. Karaciğer tarafından üretilen safra, safra kesesinde yaklaşık 10 kat (5-20 kat) konsantre (yoğunlaştırılarak) edilerek depolanır. Yediğimiz gıdaların içeriğindeki yağ oranıyla orantılı olarak, yağların sindirilebileceği kadar konsantre edilmiş safra, safra kesesinin kasılması ile duodenum 2.kıtasına akar.

SAFRA KESESİ CERRAHİ OLARAK ÇIKARTILDIKTAN SONRA NE OLUR?

Safra kesesi herhangi sebebe bağlı olarak (safra kesesi taşı, safra kesesi polibi, safra kesesi tümörü vb.) cerrahi olarak çıkartıldığı durumlarda SAFRA, karaciğerde üretilme hızı ile orantılı olarak aralıksız şekilde bağırsağa (duodenum) akar. Safra kesesi varken konsantre edilerek duodenuma, ihtiyaç olduğu zaman, ihtiyaç olduğu miktarda, konsantre safra günde 150-200 cc akarken, safra kesesi alındıktan sonra sürekli olarak, ihtiyaç gözetilmeksizin, konsantre edilmemiş olarak karaciğerde üretildiği yoğunlukta, 1500-2000 cc safra duodenuma akar. Normalin on katı hacminde safranın duodenuma akmasına bağlı olarak, mide çıkış kısmında bulunan ve bir nevi vana görevi gören PİLOR’un zayıf fonksiyonlu veya fonksiyonsuz olduğu durumlarda safranın bir kısmı mideye kaçar (SAFRA REFLÜSÜ). Buna bağlı olarak mide rahatsızlıkları gelişebilir. Safra kesesinin cerrahi olarak çıkartılmasına bağlı olarak yağların ve yağda eriyen vitaminlerin sindirimi ve emiliminde de problemler oluşur.

SAFRA REFLÜSÜ NEDİR?

Safra Reflüsü, safranın mideye kaçması demektir. Her insanda belirli dönemlerde bir miktar safra mideye kaçabilir ve bu duruma Fizyolojik Safra Reflüsü denir. Fakat geriye çakan miktarının artışı ile birlikte hastalık olarak kabul edilen Alkalen Reflü Gastrit olarak adlandırılan tablo ortaya çıkar.

SAFRA REFLÜSÜ KİMLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜR?

Safra Reflüsü, mide çıkışında bulunan PİLOR olarak adlandırılan vana sisteminin zayıf olduğu kişilerde görülür. Normalde sindirim sistemindeki içeriklerin akış yönü daima ileri doğrudur ve geriye doğru hareket patolojik bir süreçtir. Safra kesesi alındığı veya safra kesesinin iç hacmi taş veya kitle ile işgal edildiği durumlarda safra kesesi yeterince depolama fonksiyonunu yerine getirememesi nedeniyle, karaciğer tarafından üretilen safra konsantre edilemeden veya daha az konsantre edilerek yüksek hacimde duodenuma aktığı için, taşma etkisi olarak adlandırılabilecek mekanizma ile safranın bir kısmı PİLOR DİSFONKSİYONU olan bu kişilerde mide kaçar. Kaçan safra miktarına ve süreye bağlı olarak şikayetler ortaya çıkar.

PİLOR NEDİR?

PİLOR, mide çıkışında bulunan bir kas demetidir. Pilor, mide çıkışındaki bir VANA gibi çalışır, bu sayede yediğimiz gıdaların midede depolanmasını, midede ön sindirimi gerçekleşmiş gıdaların kontrollü olarak olarak duodenuma akışını, duodenum içeriğinin mideye geri kaçışını engelleme fonksiyonlarını gerçekleştirir.

 PİLOR YETMEZLİĞİ (DİSFONKSİYONU) NEDİR?

PİLOR YETMEZLİĞİ, pilorun VANA fonksiyonunu hiç gerçekleştirememesi veya kısmen gerçekleştirebilmesi durumudur. Pilor normal fonksiyonda ise NORMOTONİK PİLOR, kısmen kaçak varsa HİPOTONİK PİLOR, tamamen fonksiyonsuz ise ATONİ PİLOR olarak adlandırılır.

SAFRA REFLÜSÜ NEYE SEBEP OLUR?

Safra Reflüsü, Alkalen Reflü Gastrite, mide yanmasına, bağırsak infeksiyonlarına, sık sık ishallere, sindirim sistemi florası bozukluğuna, flora disbiyozisine, midede Helikobakter Pilori infeksiyonuna, bağırsak huzursuzluğuna, aşırı gaza, geğirtiye, karın ağrısına, ağız kokusuna, uyku bozukluğuna, beslenme bozukluğuna vb. neden olabilir.

SAFRA REFLÜSÜ BELİRTİLERİ NEDİR?

Safra Reflüsü Belirtileri; karın ağrı, midede sürekli yanma hissi, yemekler sonrasında şikayetlerin azalması, açlıkta şikayetlerin artması, kilo kaybı, ağız kokusu, aşırı gaz, geğirti, bağırsak huzursuzluğu, beslenme bozukluğu, sık sık ishal vb.

SAFRA REFLÜSÜ NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Safra Reflüsü, endoskopik inceleme yapılarak teşhis edilir. Yapılan endoskopide midede safralı yeşil renk içerik izlenir. Mideye kaçan safranın etkisi ile Alkalen Reflü Gastrit tablosu gözlenir (mide iç yüzeyinde kızarıklık, ödem, bazen kanama alanları, ülser vb.). Yapılan endoskopik incelemede mide çıkış kısmına endoskopi cihazının ucuyla hafif mekanik uyarı yapıldığında PİLOR normalde kapanır, buna normal pilor yapısı denir (NORMOTONİK PİLOR). Fakat safra reflüsü olanlarda endoskopik incelemede pilor ya tam olarak kapanmaz (HİPOTONİK PİLOR) ya da hiç kapanmaz (ATONİK PİLOR) olarak izlenir.

SAFRA REFLÜSÜ MİDEYE HANGİ MEKANİZMA İLE ZARAR VERİR?

Mide içi asidik bir ortamdır ve pH 1,5-2’dir. Safra ise bazik olup pH 8-8,5’dur. Mide içerisine kaçan safra mide iç yüzeyini dış etkilerden koruyan MUKUS adı verilen yapıyı aşındırarak, mide iç yüzeyinde KİMYASAL BAZİK YANIK oluşturur. Bu bazik yanığa bağlı olarak ALKALEN REFLÜ GASTRİT tablosu ortaya çıkar.

SAFRA REFLÜSÜ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Safra Reflüsünde safranın mide yüzeyine temasını önleyici yüzey sıvayıcı ilaçlar verilerek mide yüzeyi korunmaya çalışılır. Fakat asıl sorun ortadan kaldırılmadan safra reflüsü kalıcı olarak tedavi edilemez. Safra reflüsünü tedavi etmek için ya pilora tekrar fonksiyon kazandırmak ya da safranın mide geri kaçışını engelleyecek anatomik yapıyı değiştirici ameliyatlar yapmak gerekir. Bizler klinik olarak, mevcut anatomiyi bozmadan endoskopik olarak pilor çevresine dolgu enjeksiyonları yaparak pilora yeniden fonksiyon kazandıran PİLOR REVİZYONU olarak adlandırdığımız tekniği uygulamaktayız. Eğer pilora tekrar fonksiyon kazandırılamazsa yapılacak diğer tedavi Duodenal Switch ameliyatıdır.

PİLOR REVİZYONU NEDİR?

PİLOR REVİZYONU, piloru tam veya hiç kapanmayan hastalarda pilordaki kaçağı önlemeye yönelik uygulanan, endoskopik girişimsel bir prosedürdür.

PİLOR REVİZYONU NASIL YAPILIR?

Pilor Revizyonu, sedasyon anestezisi ile endoskopik olarak girilerek HİPOTONİK ve ATONİK yapıda pilora sahip hastaların pilor çevresine dolgu enjeksiyonlar yapılarak pilordaki  kaçağa sebep olan açıklığın kapatılması işlemidir. Bu sayede safralı içeriğin mideye geri kaçışı önlenir. İşlem toplam 15 dakikada tamamlanır. Hasta aynı gün günlük yaşantısına dönebilir. Hastanede yatış gerekmez. İşlemden 2 saat sonra hastaneden taburcu edilir.

PİLOR REVİZYONU KALICIMIDIR VE ETKİ SÜRESİ NE KADARDIR?

Yapılan klinik çalışmamızda ortalama 32 aylık takip süresinde ‘’Pilor Revizyonu’’ yaptığımız hastaların kontrol endoskopilerinde yapılan ’Pilor Revizyonunun’’ etkinliği hastaların %92’sinde halen devam etmektedir.

 PİLOR REVİZYONU İLK KEZ KİM TARAFINDAN TANIMLANMIŞ ve UYGULANMIŞTIR?

PİLOR REVİZYONU, ilk kez ‘’Doç Dr Murat KANLIÖZ’’ tarafından tanımlanmış ve uygulanmıştır. Pilor Revizyonu ile safra reflüsünün önlenebileceği bilimsel akademik yayın ile ispat edilmiştir. Klinik çalışma sonuçları ve tekniğin tanımlanması, hakemli, Amerikan Tıp dergisi olan CUREUS dergisinde 2023 yılında yayınlanmıştır. İşleme PİLOR REVİZYONU ismi tekniği bulan ve tanımlayan kişi olan Doç Dr Murat KANLIÖZ tarafından verilmiştir.

https://www.cureus.com/articles/148649-a-new-and-effective-technique-in-the-endoscopic-treatment-of-obesity-and-regulation-of-diabetes-the-pyloric-revision#!/

SAFRA REFLÜSÜNDE DUODENAL SWİTCH AMELİYATI NASIL YAPILIR?

Duodenal Switch ameliyatında, mide ile ince bağırsak arasındaki geçiş midenin hemen çıkışından kapatılır. Mide çıkışından itibaren 150 cm ileride ince bağırsak tam kat kesilir ve bir gelen bir de giden uç olmak üzere iki uca ayrılır. Giden bağırsak segmentindeki ayrılmış uç mideye ağızlaştırılır (anastomoz yapılır). Mideye ağızlaştırılan bağırsak segmentinin 75. cm’sine de ayrılmış olan bağırsağın diğer ucu ağızlaştırılarak hem safra hem de mide içeriği akışı sağlanmış olur. Bu şekilde safra akışı mideden uzaklaştırıldığı için mideye safra geri kaçışı engellenmiş olur.

DUODENAL SWİTCH AMAELİYATININ OLASI KOMPLİKASYONLARI NEDİR?

Yapılan ameliyata bağlı olarak %1-2 oranında anastomoz kaçağı ve kanama olabilir. Yapılan ameliyata bağlı olarak mide içeriğinin bağırsağa ilk temas noktası bağırsağın 150. cm’inde olacağı için yemekler sonrası karında şiddetli ağrı, şişkinlik, aşırı gaz oluşabilir. Bu tablo DUMPİNG SENDROMU olarak adlandırılır. DUODENAL SWİTCH ameliyatından sonra Dumping Sendromu %10-15 oranında görülür ve bu şikayetler ömür boyu devam edebilir. Karbohidratların sindirilerek emilimi mide çıkışı sonrası ilk 100 cm’lik kesimde olur. Duodenal Switch sonrası karbohidrat emilim bozuklukları gözlenir. Dumping sendromu oluşumunda suçlanan en önemli faktör yoğun karbohidratlı içeriğin 150. cm’den sonra bağırsağa temas etmesi olarak ifade edilmektedir.

SAFRA REFLÜSÜNDE DUODENAL SWİTCH AMELİYATI NE ZAMAN YAPILMALIDIR?

Duodenal Switch ameliyatı, safra reflüsüne bağlı yaşam kalitesinin ileri derecede bozulduğu, başka herhangi yöntemle tedavi edilemediği zaman yapılmalıdır. Duodenal Switch, Alkalen Reflü Gastritte son seçenek olarak değerlendirilmesi gereken bir ameliyattır.

PİLOR REVİZYONUNUN DUODENAL SWİTCH AMELİYATINA KARŞI AVANTAJLARI NEDİR?

  • Duodenal Switch ameliyatındaki cerrahi risklerin hiç biri yoktur
  • Anatomik yapı bozulmaz
  • Hastanede yatış gerektirmez
  • İş gücü kaybı olmaz
  • Beslenme bozukluğuna sebep olmaz
  • Dumping sendromu izlenmez
  • Ucuzdur
  • İnvaziv bir girişim değildir
  • İş gücü kaybına neden olmaz
  • Son derece etkilidir

PİLOR REVİZYONUNUN DUODENAL SWİTCH AMELİYATINA GÖRE DEZAVANTAJLARI NELERDİR?

Pilor Revizyonu işleminin Duodenal Switch ameliyatına göre herhangi dezavantajı YOKTUR.

 

Doç Dr Murat KANLIÖZ

Genel Cerrahi Uzmanı

Bize Yazın

WhatsApp

Hemen Ara