Kronik İshal Tedavisi

İSHAL NEDİR ?

Kronik İshal Tedavisi : Günde 3 defadan fazla sulu dışkılamaya ishal denir.

KRONİK İSHAL NEDİR ?

4 haftadan uzun süre devam eden ishallere kronik ishal denir.

TOPLUMDA KRONİK İSHAL ORANI NEDİR ?

Kronik ishal, belirli bir zamanda nüfusun %5’ini etkileyen yaygın bir sorundur (1).

KRONİK İSHAL NEDENLERİ NELERDİR ?

  • Çölyak Hastalığı
  • Çölyak Like Sendrom
  • Ülseratif Kolit
  • Crohn Hastalığı
  • Antibiyotik kullanımı sonrası ishal
  • Kemoterapi sonrası ishal
  • Radyoterapi sonrası ishal
  • İmmünsüpresif tedavi sonrası ishal
  • Bakteriyel ishal
  • Viral İshal
  • Paraziter ishal
  • Pestisitlere (Tarımsal İlaçlar) bağlı ishal

KRONİK İSHAL SİNDİRİM SİSTEMİNE NASIL ZARAR VERİR ?

Kronik ishal nedeniyle tüketilen gıdaların sindirim sisteminden geçiş hızı yüksek olduğu için yeterince sindirilememekte ve emilememektedir. Sindirim sistemi geçiş hızı yüksekliğine bağlı olarak her bölgeden süpürülerek ilerleyen flora elemanları, aynı hızda çoğalamadığı takdirde bağlı bulunduğu bölgede floraya ait fonksiyonlarda aksamalar olmaktadır. Kronik ishal, geçirgen bağırsak sendromu ve eşlik eden diğer otoimmün hastalıkların gelişmesine zemin hazırlamakta, Disbiyozis ve SİBO tablosu ortaya çıkmaktadır.

KRONİK İSHALE EŞLİK EDEN RAHATSIZLIKLAR NELERDİR ?

  • Karın ağrısı
  • Aşırı gaz
  • Bulantı, kusma
  • Sık dışkılama hissi
  • Gaita inkontinansı (dışkısını tutamama)
  • Gaz inkontinansı (gazını tutamama)
  • Tüm besin öğelerinde eksiklikler, bunlara bağlı rahatsızlıklar ve beslenme bozuklukları
  • Çocuklarda gelişme gerilikleri (mental, fiziksel)
  • Cinsel fonksiyon bozukluğu
  • Sosyal izolasyon
  • Savunma sisteminde bozukluklara bağlı sık infeksiyon
  • Anemi, osteoporoz, kronik yorgunluk, gıda alerjileri, depresyon vb.
  • Bağırsak flora hasarı
  • SİBO
  • Disbiyozis
  • Otoimmün hastalıklarda artış (Sedef hastalığı, Vitiligo, GUT hastalığı, Haşimato Troiditi vb.)

FLORA NEDİR ?

İnsan vücudunun belli bölgelerinde, bizlerle barış içinde yaşayan, bizlere zarar vermeyen, yaşadığı bölgenin yaşamsal fonksiyonlarına katkı sunan, olmaması durumda sağlık problemlerine neden olan, fonksiyonlarını başka bir şekilde telafi edemeyeceğimiz, sürekli kendisini yenileyen, uygun yaşam koşullarında çeşitliliği artan, bazı olumsuz durumlarda sayısı ve biyoçeşitliliği azalan mikroorganizmalarla birlikte yaşarız. Bunların genel ismi FLORA’dır.

Konumuz sindirim sistemi florasıdır. Sindirim sistemi ağızdan anüse kadar olan alanı tanımlamaktadır. Sindirim sisteminde ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsak boyunca her bölgede kendine özgü fonksiyonları olan flora üyeleri bulunur. Bunlar kendi alanlarına spesifik olup başka alanda yerleşmez ve yaşamazlar.

Bugüne kadar insanların sindirim sisteminde tanımlanmış flora bakteri çeşidi 1054’dür. Flora çeşitliliği yaşam kalitesini etkileyen en önemli unsurlardan biridir.

İNSANLAR TÜM SİNDİRİM SİSTEMİNDE KAÇ ÇEŞİT FLORA BAKTERİSİ BARINDIRIR ?

Yaşanılan çevresel koşullar bunda en önemli etkendir. Büyük metropollerede flora çeşitliliği 50-60’lara kadar düşerken kırsal bölgelerde artmaktadır. Türkiye’de ortalama olarak insanlar tüm sindirim sistemi boyunca 100-110 civarında flora çeşitliliğine sahiptir.

Sindirim sistemi florası biyoçeşitliliği ne kadar fazla ise o ölçüde sağlıklı, kaliteli ve uzun bir ömür yaşanır. Flora elemanlarımızın birçok fonksiyonları vardır ve bundan dolayı vazgeçilmezdir.

FLORANIN FONKSİYONU NEDİR ? NEDEN ÖNEMLİDİR ?

Her bölgenin florası bulunduğu bölgede dışarıdan gelen patojenlerle savaşan en önemli yapılardır. Eğer o bölgenin florası azalmış, tahrip olmuş veya yok olmuşsa ilgili alan patojen mikroorganizmalar tarafından işgal edilir. Sindirim sistemi florası bulundukları bölgede mukus adı verilen tüm sindirim sistemi iç yüzeyini kaplayan jelimsi bir salgının oluşmasında son derece kritik öneme sahiptir. Eğer mukus olmaz ise yediğimiz, içtiğimiz gıdalar ve tüm sindirim sistemi salgıları direkt olarak sindirim sistemi yüzeyi (mukoza) ile temas eder ve temas ettiği alanlarda erezyona neden olur. Flora bulunduğu bölgenin asid-baz dengesi, enzimatik fonksiyonu, sentez fonksiyonu ve sindirim faaliyetleri için vazgeçilmezdir. Eğer flora olmazsa bu fonksiyonlarda bozulmalar oluşur. Hangi bölge flora hasarı varsa hem olduğu bölge fonksiyonu bozulur, hem de ileri ve gerisindeki fonksiyonlarda da aksaklıklara neden olur.

HER İNSANIN FLORASI AYNI MIDIR ?

Hayır. Her insanın florasını belirleyen birçok faktör vardır. Parmak izi gibidir, her insanın kendine özgü florası vardır.

Doğduğumuz andan başlayan flora kazanma süreci ömür boyu devam eder. Yeni doğan, çocukluk, ergenlik, doğurganlık dönemi, gebelik, emzirme, yaşanılan stresler, tedaviler, hastalıklar, beslenme vb. birçok faktör flora çeşitliliğinin artma ve azalmasında etkilidir. Fakat tüm insanlarda en kaliteli ve çeşitliliği yüksek flora 20-30 yaşlarında görülür. Yaşlanma ile flora biyoçeşitliliği gittikçe azalır ve birçok hastalığa zemin hazırlar.

FLORA OLMAZSA NE OLUR ?

Yaşam olmaz.

KRONİK İSHALDE FLORA HASARI NASIL GELİŞİR ?

Kronik ishal oluşmasındaki başlıca faktörlerden dolayı sindirim sistemi florasında hasar oluşması kaçınılmazdır. Bazen florada oluşan hasara bağlı olarak ishal gelişmekte ve sebep olan faktör ortadan kalkdıktan sonra kronik ishal vakalarının bir kısmı gerilerken ciddi bir kısmı da halen devam eder. Antibiyotik kullanımında yalnızca patojen mikroorganizmalar yok edilmemekte aynı zamanda sindirim sistemi floramızı oluşturan faydalı bakteriler de ciddi hasar almaktadır. Bu hasar sonrası oluşan ishaller bazen kronik hal almaktadır.

Kanser tedavisi için kullanılan kemoterapi ve radyoterapi tedavilerinde temel hedef hızlı çoğalan hücrelerin yok edilmesidir. Çünkü kanser hücrelerinin en önemli özelliği normal hücrelerden onlarca, hatta yüzlerce kat daha hızlı çoğalmasıdır. Sindirim sistemi floramızı oluşturan bakterilerin de özelliği çok hızlı çoğalması ve sürekli olarak kendini yenilemesidir. Floramızın bu özelliğinden dolayı radyoterapi ve kemoterapi uygulamalarında ciddi hasar alır. Kemoterapi ve radyoterapi tedavileri ortalama 3-6 ay gibi uzun süreli tedavi olmasından kaynaklı sindirim sistemi floramız üzerindeki etkisi ciddi boyutlarda olmaktadır.

Ülseratif kolit ve Crohn Hastalığında kullanılan ilaçlar immünsüpresifler ve streoidlerdir. Bunlar da aynı şekilde çok uzun süreli kullanılır. Bu hastalık tedavilerinde kullanılan ilaçlar da aynı şekilde sindirim sistemi floramız üzerinde kalıcı ve ağır hasarlara neden olur.

Bazen da ishale bağlı olarak flora hasarı olmaktadır. Bunlara da viral, bakteriyel ve parazitoz kaynaklı ishalleri örnek verebiliriz.

Flora hasarı ve kronik ishal birbirini doğuran unsurlar olabilmektedir. Her ikisi de birbirinin nedeni veya sonucu olabilir.

Her ne sebeple olursa olsun 4 haftayı geçen ishal olgularında sindirim sistemi florasında (faydalı mikroplarında) hasar oluşur. 4 haftadan uzun süren ve halen devam eden kronik ishal olgularında sindirim sistemi flora hasarı derinleşerek devam eder. Fakat bir şekilde kendiliğinden veya tedavi sonrası düzelen kronik ishal olgularında ise oluşan sindirim sistemi flora hasarı çoğunlukla durur ve kendiliğinde geriler. Kendiliğinden gerileyen olgularda bile hiçbir zaman ishal öncesi flora kalitesi ve biyoçeşitliliği olmayacaktır. Fakat floranın tekrar toparlanması ile bozulmuş bağırsak işlevleri tekrar sürdürülebilir nitelik kazanır. Kronik ishal geçse bile bu süreci yaşayan hastaların %5’inde kalıcı olarak SİBO, Disbiyozis veya Geçirgen Bağırsak Sendromu rahatsızlıkları devam eder.

SİBO, Disbiyozis veya Geçirgen Bağırsak Sendromu oluşan hastalar için yapılacak altın standart tedavi FLORA NAKLİdir.

Halen devam eden KRONİK İSHAL vakalarında da bozulmuş bağırsak florasının tekrar yerine konularak tedavide başarıya ulaşılabilir. Bu hasta grubunda da KRONİK İSHALİ tedavi etmenin en etkin yolu FLORA NAKLİ’dir.

FLORA NAKLİ NEDİR ?

Sağlıklı en az bir FLORA DONÖRÜNDEN genel anestezi altında endoskopi ve kolonoskopi yapılarak sindirim sisteminin yaklaşık 30 farklı anatomik bölgesinden, her bir bölge kendi özelliklerine uygun serumlarla yıkanıp geri aspire edilerek her bir bölgeden alınmış flora örnekleri birtakım özel işlemlerden geçirildikten sonra, donörün hangi bölgelerinden alınmışsa hasta kişinin de eşdeğer anatomik bölgelerine yine aynı şekilde genel anestezi altında endoskopik ve kolonoskopik olarak aktarılması işlemidir.

Endoskopik obezite tedavileri ve kronik ishal tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Gaita Nakli ,  Geçirgen Bağırsak Sendromu TedavisiDoç. Dr. Murat Kanlıöz

Kaynakça:

  1. Schiller LR, Pardi DS, Sellin JH. Chronic Diarrhea: Diagnosis and Management. Clin Gastroenterol Hepatol. 2017 Feb;15(2):182-193.e3. doi: 10.1016/j.cgh.2016.07.028. Epub 2016 Aug 2. PMID: 27496381.

Flora Nakli Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Mevcut florasında küçük bir örnek verir.

Nakil ve sonrası klinik takip 24 saatte tamamlanarak taburcu edilir.

Hayır. Flora bağışçısı olmak için genetik akrabalık gerekmez.

Tercihen aynı cinsiyetten yapılması uygun olur. Fakat cinsiyet kısıtlaması yoktur.

Evet. Eğer geride kalan bağırsak dokusu nakledilecek florayı kabul edebilecek nitelikte olur ise ömür boyu kalıcı olacaktır.

Çocuk yaş grubuna yapılan flora nakillerinde mümkün olduğu kadar hasta ve donörün birbirine yakın yaşta olmasını isteriz. 18 yaş üzerinde ise bu eşdeğer yaş koşulu aranmaz. Erişkinlerde tercihen 20-30 yaş grubu donör adayları tercih edilir. Fakat 18-50 yaş arası sağlıklı ve kaliteli floraya sahip herkes yukarıdaki tablo 1 koşullarını karşılıyorsa donör adayı olabilir.

Bize Yazın

WhatsApp

Hemen Ara