Bu öyküye başlamadan önce bazı tanımları yapmak okurların anlaması açısından faydalı olacaktır.
Pilor Nedir?
PİLOR, mide çıkışını kontrol eden kas gruplarından oluşan bir çeşit ‘’vana’’ fonksiyonu gören, anatomik ve fonksiyonel yapıya verilen isimdir.

Pilor’un Fonksiyonu Nedir?
Yediğimiz gıdalar için mide ön depolanma ve ön sindirim alanıdır. Yediğimiz gıdaların ön sindiriminin gerçekleşmesi için midede ortalama 2 saat kalması gerekir. Pilor mide boşalmasını kontrol eden mekanik ve anatomik bir yapı olarak midenin depolama ve kontrollü boşalmasını sağlar. Midede gıdalar mekanik ve enzimatik sindirime uğrayarak ön sindirimleri gerçekleştikten sonra kontrollü bir şekilde, 3-5 dakika arayla 50-75 cc kadar mide içeriği duodenuma akar. Bu akış midenin kasılması ve eş zamanlı olarak pilorun açılmasıyla olur. Bu fonksiyonların gerçekleşmesi işlevsel PİLOR’a sahip olmakla mümkündür.
İşlevsel PİLOR Ne Demektir?
Midenin depolama fonksiyonunu gerçekleştirebilecek ve duodenumdan mideye geri kaçışı (alkalen reflü) nitelikteki pilor ‘’İşlevsel Pilor’’ veya ‘’Normotonik Pilor’’ olarak adlandırılır. Pilorda kısmen kaçak varsa ‘’Hipotonik Pilor’’, tamamen işlevsiz ise ‘’Atonik Pilor’’ olarak adlandırılır.
Pilor Fonksiyonu Üzerinde Niçin Yoğunlaştım?
Mide balonu ve mide botoksu uygulayarak yaptığımız endoskopik obezite tedavilerinin, Sleeve gastrektomi ve by-pass uygulayarak yaptığımız cerrahi obezite tedavilerinin bir kısmı başarısız olmaktaydı. Başarısız veya yetersiz sonuç aldığımız hastaların tedavi başarısızlık nedenlerini anlayabilmek için geriye dönük olarak hasta kayıtlarını inceledik. Bu geriye dönük incelemede hastalara işlemleri uygularken veya uygulama öncesinde yaptığımız endoskopik arşiv video kayıt görüntülerinin tekrar izlenmesi yöntemini kullandık. Yapılan video kayıt incelemelerinde bu hastaların önemli bir kısmında pilor fonksiyon bozukluğunu tesadüfen fark ettik. Bunun üzerine başarısız olunan tedavilerde pilor fonksiyon bozukluğunun etken olup olmayacağını araştırmaya karar verdik. Fakat ilk gözlemsel bulgularımız bunun etken olabileceğini destekler nitelikteydi. Tıp literatürde o güne kadar obezite tedavisinde pilor fonksiyonun tedaviye etkisine dair herhangi bilgi yoktu. Tedavisi başarılı olan hastalar da aynı şekilde retrospektif (geriye dönük) video kayıtları incelemeye alındı. Yaptığımız incelemede obezite tedavisi başarılı olanlarda pilor fonksiyon bozukluğunun çok daha az olduğu gördük. Çalışmamızı daha da derinleştirilerek yaptığımız klinik araştırma sonuçlarında obezite tedavisinde pilor fonksiyonunun önemli bir belirleyici faktör olduğu sonucuna ulaştık ve bu sonuçlarımızı iki ayrı makale halinde her ikisi de alanında prestijli, Amerikan tıp dergileri olan ‘’Obesity Surgery’’ ve ‘’ Surgıcal Laparoscopy Endoscopy & Percutaneous Technıques’’de yayınladık. Yayınlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
https://link.springer.com/article/10.1007/s11695-020-04556-7
Pilor Revizyonuna Yapmamızdaki Amaç Neydi?
Obez hastalara uygulanan mide balonu, mide botoksu ve ‘’Kanlıöz Teknik’’ ile amaçlanan şey öncelikle mide boşalma süresini uzatmaya yöneliktir. Tokluk hissi temelde iki mekanizma ile gerçekleşir. Bunlardan biri midenin dolu olması, diğeri kan şekerindeki yükselmedir. Bu tedavilerdeki temel amaç tokluk süresini mümkün olduğu kadar uzatabilmektir. Mide boşalma süresini uzatarak daha uzun süre tokluk sağlanabilir. Pilor disfonksiyonu olanlarda mide boşalma süresi çok kısa olduğu için kişiler sık aralıklarla acıkmakta ve daha fazla gıda tüketimine bağlı olarak obezite oluşmaktadır.
Obezite tedavisinde endoskopik veya cerrahi hangi tedaviyi yaparsanız yapın, pilor fonksiyonunun yeterliliği tedavi başarısını belirleyen en önemli etkenlerden biridir.
Bundan dolayı atonik veya hipotonik pilor yapısında olan hastalara mide boşalma süresini uzatmak amacıyla PİLOR REVİZYONU metodunu deneysel ve klinik çalışmalarımız sonrasında geliştirdik.
PİLOR REVİZYONU Nedir?
Atonik veya hipotonik pilora sahip olan hastalara, endoskopik olarak, pilor çevresine enjeksiyon yöntemiyle dolgu yapılarak, pilordaki kaçağa sebep olan açıklığın daraltılması, kaçağın minimalize edilmesi işlemini PİLOR REVİZYONU olarak adlandırdık.
PİLOR REVİZYONU Başka Hangi Hastalıklarda Faydalı Olmaktadır?
Pilor revizyonu tedavisini, obezite hastalarında uyguladığımız tedavilerin bir kısmının niçin başarısız olduğunu araştırırken geliştirmiştik. Fakat ilerleyen dönemlerde obezite dışında, Diabet tedavisine destek amaçlı ve asıl olarak ‘Alkalen Reflü Gastrit’’ tedavisinde kullanmaya başladık ve çok dramatik etkili sonuçlar elde ettik. Yaptığımız deneysel ve klinik çalışma sonuçlarımı ‘’Cureus’’ adlı Amerikan tıp dergisinde yayınladık. Makaleye aşağıdaki linkden ulaşabilirsiniz.
Endoskopik obezite tedavisi olarak mide balonu ve mide botoksu tüm Dünya çapında uygulanmaktadır. Bu iki yöntemi eş zamanlı olarak uygulayarak çok daha etkin sonuçlar aldık ve mide balonu ve mide botoksunun birlikte uygulamasını literatürde ilk kez gerçekleştirdiğimiz için üçüncü ve yeni bir endoskopik obezite tedavisi olarak tanımladık ve bu yöntemi ‘’KANLIÖZ TEKNİK’’ olarak adlandırdık. Tanımlamış olduğumuz ‘’KANLIÖZ TEKNİĞİ’’ alanında yeni teknik çalışmaları yayınlayan Amerikan tıp dergisi ‘’ Surgıcal Laparoscopy Endoscopy & Percutaneous Technıques’’de yayınladık. Makaleye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Klinik çalışmalarımızın sonuçlarının yolumuzu aydınlatması sonucunda pilor disfonksiyonu olan obez hastalara obezite tedavisi için tek başına PİLOR REVİZYONU yaparak en az mide balonu uygulaması kadar etkin sonuçlar elde ettik.
Geçmişte obezitenin endoskopik tedavisinde mide balonu ve mide botoksu olarak uygulanan iki yöntemin yanına üçüncüsü olarak ‘’KANLIÖZ TEKNİK’’ ve dördüncüsü olarak da PİLOR REVİZYONU tekniklerini tıp literatürüne kazandırdık.
Pilor Revizyonunun ‘’Alkalen Reflü Gastrit’’teki Etki Mekanizması
Karaciğerde günde 1500-2000 cc safra üretilir. Üretilen safra, safra yolları aracılığı ile mide çıkışından (pilordan) sonraki 10-12 cm ileride bir yere (duodenum) akar (Bakınız Resim 2). Üretilen safra direkt olarak duodenuma akmaz, bu yol üzerinde arada bir depolama ve konsantre etme istasyonu vardır ve bu istasyonun adı ‘’Safra Kesesi’’dir. Safra kesesinde 1/10 oranında konsantre edilerek depolanan safra, yediğimiz gıdanın içeriğine bağlı olarak gerektiği miktarda ve gerektiği zamanda, günde toplam 150-200 cc konsantre safra duodenuma akar. Safra yollarının duodenuma açıldığı yerin pilora çok yakın olmasından dolayı eğer pilor kapakçığı yeterli kapanmıyorsa bir miktar safra mideye geri kaçabilir. Bu kaçış herkeste kabul edilebilir sınırlarda bir miktar olabilir, buna fizyolojik safra reflüsü denir. Fizyolojik safra reflüsü belirli durumlarda artış gösterebilir fakat herhangi kalıcı hasar ve şikayete neden olmaz ve de tedavi gerektirmez. Kaçış midede kalıcı hasar oluşturur seviyede olur ve yaşam kalitesini bozmaya başlar ise biz bu tabloya ‘’Alkalen Reflü Gastrit’’ hastalığı diyoruz. ‘’Alkalen Reflü Gastrit’’ tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. İlaç tedavisi ile şikayetler azaltılmaya çalışılır. İlaç tedavisi başarısız olursa yapılacak alternatif tedavi cerrahidir.
Safra kesesi ameliyatı olarak safra kesesi alınan (kolesistektomi) kişilerde safra kesesinin depolama fonksiyonu ortadan kalkar. Safra kesesi varken duodenuma safra akışı ihtiyaç halinde kontrollü bir şekilde 150-200 cc olurken, kolesistektomili hastalarda ihtiyaç gözetilmeksizin, üretilen tüm safra kontrolsüz bir şekilde ve kolesistektomi olmayanların yaklaşık 10 katı hacimde (1500-2000 cc) duodenuma akar. Normalde ‘’Alkalen Reflü’’ görülmeyen kişilerin bir kısmında, artan safra hacminin taşma etkisi nedeniyle alkalen reflü görülebilir.
Safra kesesinin içinde oluşan taşlar da safra kesesi fonksiyonunu bozarak alkalen reflüyü tetikleyebilir.
Bizim tanımlamış olduğumuz ‘’Pilor Revizyonu’’ yöntemiyle mideye safra geri kaçışı minimalize edilemeye çalışılır.

Pilor Revizyonu Tedavisinin Alkalen Reflü Gastrit Tedavisindeki Başarı Oranı Nedir?
Pilor Revizyonu tedavisi hastaların yaklaşık %80’inde başarılı olmaktadır. Hastaların %20’sinde herhangi etki oluşmamaktadır. Başarısız olan %20’lik grupta anatomik yapısal nedenlerin, geçirilen enflemasyonların (gastrit, ülser vb.), geçirilen karın içi cerrahilerin (özellikle mide, duodenum) etkili olduğu değerlendirilmektedir.
Pilor Revizyonu Tedavisinin Alkalen Reflü Gastrit Tedavisindeki Etkinlik Süresi Nedir?
Yaptığımız klinik çalışmada, Pilor Revizyonu işlemi başarılı olan 328 hastanın ortalama 32 aylık takip süresinde, hastaların %92’sinde yapılan Pilor Revizyonu işleminin etkinliğin halen devam ettiği safra geri kaçışının olmadığı endoskopik olarak gözlenmiştir.
Pilor Revizyonu Kalıcı Bir Tedavi midir?
Pilor Revizyonu yöntemini 2018 yılında geliştirdim. 2018 yılından beri aktif olarak yöntemi uyguladığımız hastaları takip etmekteyiz. Büyük bir çoğunluğunu yaşadıkları yerlerin uzaklığından dolayı (Dünyanın her tarafında gelen hastalar) çağırıp tekrar kontrol endoskopisi yamamız mümkün olmamıştır. En uzun takip süresi 7 yıl olan hastalarımız var ve etkinlikleri halen devam etmektedir.
Pilor Revizyonunu Sürekli Yaptırmak mı Gerekir?
Hayır gerekmez. Biz ilk yapıldığında herhangi etki görülmeyen yaklaşık %20’lik hastaya tekrar uygulamayı önermiyoruz. Fakat uygulama başarılı olduktan sonra etkinliği kısmen veya tamamen azalmış ise tekrar uygulama yapmaktayız.
Pilor Revizyonu Tekrar Yaptırılmasının Bir Yan Etkisi Var mı?
Pilor Revizyonunun tekrar uygulanmasının herhangi yan etkisi yoktur.
Pilor Revizyonu Yapılmasında Yaş Sınırı Var mı?
18 yaş üzerindeki hastalara uygulama yapılmaktadır.
Pilor Revizyonu Kimlere Yapılamaz?
Yapılacak endoskopide aktif mide kanaması olan, aktif mide enfeksiyonu olan, işlem bölgesinde mide ülseri olan ve mide tümörü olan hastalara Pilor Revizyonu uygulanmaz.
PİLOR REVİZYONU Riskli midir?
Pilor Revizyonu riskli bir uygulama değildir.
PİLOR REVİZYONU Niçin Tercih Edilmelidir?
Obezite tedavilerinde etkin sonuç almak istiyorsak pilor fonksiyonunu dikkate almadan yapacağımız tedaviler eksik kalacak, istenilen sonuca ulaşmak zor olacaktır.
Diabet ve beraberinde pilor disfonksiyonu varsa yapılması gereken öncelikle pilora yeniden fonksiyon kazandırmak olmalıdır.
Alkalen Reflü Gastrit (Duodenogastrik Reflü, Safra Reflüsü) oluşmasında tek sebep pilor disfonksiyonudur. Pilor fonksiyon bozukluğuna bağlı olarak duodenal içeriğin (özellikle safranın) mideye kaçışı sonrası ‘’Alkalen Reflü Gastrit’’ oluşmaktadır.
Her üç durumda da pilora fonksiyon kazandırmak temel amaçtır. Bunun en kolay, en ucuz, en zararsız ve istenildiği zaman defalarca tekrar edilmesi konusunda herhangi problem olmayan yöntem PİLOR REVİZYONUDUR.
PİLOR REVİZYONUNUN Diğer Yöntemlere Göre Avantaj ve Dezavantajı Var mı?
Pilor Revizyonunun bilinen herhangi dezavantajı yoktur. Fakat birçok avantajları vardır:
- Hızlı uygulanır (15-30 dakika)
- İşlemden 2 saat sonra günlük hayatına döner
- Riskli bir işlem değildir
- Diğer yöntemlere göre çok ucuzdur
- İşlem genel anestezi gerektirmez
- Cerrahi yöntemlerin riskinden uzak kalmış olur
- Ömür boyu ilaç kullanmaktan kurtulur
- Ömür boyu diyet yapmaktan kurtulur
Doç Dr Murat KANLIÖZ

